Gelişen teknoloji ile birlikte farklı yakıt türleri de ortaya çıkmaktadır. Çeşitli enerji kaynakları olarak adlandırılan bu yakıt türlerinin bazıları hem insan sağlığına hem de çevreye olumsuz etkiler bırakabilmektedir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda gerek teknoloji gerekse sanayi sektörü için yakıt kullanımı oldukça önemlidir. Ancak bu yakıtların insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri artık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Bu yazımızda, enerji kaynaklarının neden olduğu sorunları detaylıca inceleyerek yakıtların insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini ele alacağız.
Fosil Yakıtların Olumsuz Etkileri
Fosil yakıtlar yer kabuğunda bulunan ve milyonlarca yıl boyunca meydana gelen kimyasal dönüşümler sonucu oluşan kaynaklardır. Karbon bazlı olmaları sebebiyle yakıldıklarında ortama karbon salınımı yapılır. Fosil yakıtların insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri şunlardır:
İnsan Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Solunum Problemleri: Fosil yakıtların yakılması sonucu atmosfere salınan gazlar içindeki azot ve kükürt bileşenleri insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu gazlar havada oksijenle birleşerek çeşitli zehirli gazlar meydana getirir. Özellikle kükürt dioksit, astım, bronşit, akciğer kanseri gibi solunum yolları hastalıklarına yol açar. Ayrıca kükürt dioksit çevre dostu olarak bilinen asit yağmurlarının da oluşmasına sebep olur.
- Kanser Riski: Fosil yakıtlar yandığında birçok kanserojen madde yaydığı bilinir. Bunlardan biri de benzen gazıdır. Benzin, dizel ve motorin gibi fosil yakıtlardaki benzen oranı % 0.1-8 arasında değişir. Yüksek oranda benzenle karşılaşan kişilerde kan kanseri (lösemi) riskinin arttığı bilinmektedir.
- Nörolojik Etkiler: Fosil yakıtların başta kömür olmak üzere çeşitli türleri civa, kurşun, arsenik ve fosfor gibi nörotoksik metalleri içermektedir. Bu metallerin sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri vardır. Özellikle çocuklarda sinir sistemi gelişimini olumsuz etkileyerek IQ düzeyinin düşmesine ve ömrün ilerleyen dönemlerinde çeşitli nörolojik hastalıklara yol açabilir.
- Üreme Sağlığı Üzerindeki Etkisi: Fosil yakıtların yakılması sonucu ortaya çıkan çevre kirliliği, insan sağlığını da tehdit etmektedir. Bu durum üreme sağlığı açısından ciddi riskler barındırır. Araştırmalar, fosil yakıt kullanımına bağlı çevre kirliliğinin erkeklerde testosteron seviyesinin düşmesine sebep olarak sperm kalitesini düşürdüğünü göstermektedir.
Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Hava Kirliliği: Fosil yakıtların yakılması sonucu atmosferdeki oksijenle birleşen kükürt dioksit ve azot oksit gibi bileşenler asidik gazlar meydana getirerek hava kirliliğine neden olur. Hava kirliliği hem doğaya zarar verir hem de insan sağlığını tehdit eder.
- Su Kirliliği: Fosil yakıtların çıkarılması ve taşınması sırasında su kaynakları kirlenebilir. Özellikle petrol sızıntıları, sulardaki oksijen miktarını azaltarak sucul yaşamı tehdit eder. Bunun sonucunda su ekosistemlerinde ciddi bozulmalar meydana gelir.
- Toprak Kirliliği: Fosil yakıtlar yer altından çıkarılırken yapılan sondaj çalışmaları sırasında toprağa çeşitli kimyasallar sızabilir. Ayrıca fosil yakıtların taşınması sırasında meydana gelen kazalar da toprağın kirlenmesine neden olabilir. Toprakta meydana gelen kirlenme, tarımsal üretimin azalmasına neden olur.
- İklim Değişikliği: Fosil yakıtların yakılması sonucu atmosfere salınan karbondioksit (CO2) oranı günümüzdeki seviyelerin çok üzerindedir. Karbondioksit atmosferdeki ısıyı hapseden bir sera gazı olduğundan iklim değişikliğine neden olur. Bu durum da iklim dengelerini bozarak doğal yaşamı tehdit eder.
- Asit Yağmurları: Fosil yakıtların yanması sonucu atmosfere salınan gazlar havadaki su buharıyla birleşerek asidik bir hale gelir. Havadaki nemin yoğun olduğu bölgelerde yoğun bir şekilde yağmur halinde düşmesiyle asit yağmurları meydana gelir. Bu yağmurlar toprağın asidik hale gelmesine neden olarak tarımsal üretimin azalmasına yol açar.
Fosil yakıtların insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri artık tartışılmaz boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu nedenle fosil yakıtların yerine alternatif enerji kaynaklarına yönelmek gerekmektedir.
Biyoyakıtların Olumsuz Etkileri
Biyoyakıtlar, biyokütlenin enerjiye dönüşümüyle elde edilen yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Hava sıcaklıkları arttıkça daha fazla tarım arazisine ihtiyaç duyan iklim koşulları meydana gelir. Bunun sonucunda tarım arazisi olmayan sahillerde, sulak alanlarda ve dağlık alanlarda tarım alanları oluşturulmaya çalışılır. Biyoyakıt elde etmek için gıda maddesi olarak kullanılan bitkiler yerine artık besin maddesi olarak kullanılmayan bitkiler kullanılmalıdır ki biyoyakıt üretimi çevreye zarar vermesin. Aksi takdirde biyoyakıtlar da çevre üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.
Biyoyakıtların insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri şunlardır:
İnsan Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Dolaşım Sistemi Hastalıkları: Biyoyakıtlar yenilenebilir enerji kaynağı olarak kabul edilse de yanmaları sonucu havaya karışan kurşun, nitrojen oksit, karbondioksit, karbonmonoksit ve ozon gibi gazlar insan sağlığını tehdit etmektedir. Dolaşım sistemi hastalıklarının en önemli sebeplerinden biri biyoyakıtların yanması sonucu meydana gelen kirleticilerdir.
- Kronik Hastalıklara Yolaçması: Araştırmalar biyoyakıt kullanımının artmasıyla birlikte özellikle solunum yolu hastalıklarının arttığını göstermektedir. Biyoyakıtlardaki hafif karbonhidratlar yanmaya uğradıklarında zehirli kurşun bileşenleri ortama yayılır. Bu gazın uzun süreli solunması sonucunda akciğer kanseri gibi kronik hastalıklarla karşılaşılabilir.
- Sorunlu Gebelik Riski: Araştırmalar biyoyakıtların içinde bulunan kimyasalların gebeliği olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Tarım ürünleri yetiştirilen bölgelerde yaşayan kadınlarda çocuk doğurma çağında olanlarda doğum kusuru görülme riski artmaktadır.
Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Ağaç Kesimlerinin Artması: Ağaç kesimleri biyoyakıt üretimi için artmaktadır. Ormanların azalmasıyla birlikte biyoyakıt üretimi çevre için sorun haline gelir. Ormanlar özellikle ozon tabakasının korunmasında önemlidir.
- Biyoçeşitlilikte Azalma: Biyoyakıtlarda verim almak için tarım alanlarının artması gerekmektedir. Bunun için öncelikle ormanlar kesilir ve tarım alanları oluşturulur. Ağaç kesimlerinin artması biyoçeşitliliğin azalmasına sebep olur.
- Karbondioksit Salınımının Artması: Tarım alanlarının artmasıyla birlikte ormanlık alanlarda azalmaktadır. Bunun sonucunda karbondioksit tüketimi azalmaktadır. Ormanlar, fotosentez sırasında karbondioksiti alıp oksijen yaymaktadır.
- Toprak Kirlenmesi: Biyoyakıt üretimi için yoğun olarak tarım yapılması gerekiyor. Bunun sonucunda tarımda kullanılan ilaç ve gübreler toprakta birikir ve toprağın kirlenmesine neden olur.
Biyoyakıtların insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin farkına varılması ve bunların azaltılması için çalışmalar yapılmalıdır.
Nükleer Yakıtların Olumsuz Etkileri
Nükleer enerji uranyum gibi radyoaktif elementlerin parçalanması sonucu ortaya çıkan enerjidir. Nükleer enerji yenilenebilir bir enerji kaynağı olmamakla birlikte sınırsız kaynaklardan biridir.
Nükleer yakıtların insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkleri şunlardır:
İnsan Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Tümör Oluşturma Riski: Nükleer enerjinin elde edilmesi sırasında çevreye yayılabilecek radyasyonun miktarı kontrol edilmediğinde radyasyon sızıntısı meydana gelebilir. Bu durum maruziyet sonucunda hücrelerde hasara yol açarak kanser riskini arttırır.
- Kronik Hastalık Riskinin Artması: Radyasyona maruziyet sonucunda oluşabilecek DNA hasarı vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır, hücrelerde hasar oluşumunu tetikler ve ömrü uzatacak onarıcı mekanizmaları inhibe eder.
- Düşük Doğum Ağırlığı Riskinin Artması: Nükleer enerji santrallerinde yaşanan kazalar sonucunda ortaya çıkan radyasyon nedeniyle hamile kadınlarda düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme riski artmaktadır.
Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Nükleer Kazaların Meydana Gelmesi: Nükleer enerji elde edilmesi sırasında nükleer santrallerde radyasyon sızıntısı gibi kazalar meydana gelebilmektedir. Bunun sonucunda radyoaktif maddeler havaya karışarak hava kirliliğine neden olur.
- Nükleer Atıkların Oluşumu: Nükleer santrallerin çalışması sırasında nükleer atık adı verilen radyoaktif atıklar oluşur. Bu atıklar insan sağlığı için tehlike oluşturmaktadır.
Nükleer enerjinin avantajlarından faydalanmak için bu enerjinin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldıracak çözümler geliştirilmelidir.
Alternatif Enerji Kaynaklarının Olumsuz Etkileri
Alternatif enerji kaynakları arasında yer alan güneş, rüzgar, hidroelektrik, jeotermal enerji gibi yenilenebilir kaynaklar hem insan sağlığına hem de çevreye zararsız olarak kabul edilmektedir.
Ancak alternatif enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte bunlara ilişkin de olumsuz etkiler ortaya çıkmaya başlamıştır. Alternatif enerji kaynaklarının insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri şunlardır:
İnsan Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Tahriş Edici Gazlar Yayılması: Alternatif enerji kaynaklarının bazıları yenilenebilir kaynaklardan elde edilirken bazıları da fosil kaynaklı yakıtlardan elde edilir. Fosil kaynaklı olan alternatif enerji türlerinin kullanımı sırasında ortama salınan gazlardan bazıları tahriş edicidir.
- Alevlenme Riskinin Bulunması: Rüzgar türbinlerinin içinde bulunan bazı yağların alevlenme riski bulunmaktadır.
- Tansiyon Problemi: Hidroelektrik santralleri büyük miktarda suyun hareketsiz kalmasını gerektirir. Bu durum havanın değişmesine neden olur ve barajlara yakın yerleşim bölgelerinde tansiyon problemleri görülebilir.
Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri
- Mekansal Rekabet: Alternatif enerji kaynaklarının kullanımı mekansal rekabete neden olmaktadır. Örneğin güneş enerjisi sistemleri su yüzeyi üzerinde kurulursa bu alanın diğer amaçlarla kullanımını engeller.
- Peyzaj Bozukluğu: Alternatif enerji kaynaklarının bazıları büyük yüzey alanlarını kaplayabilmektedir. Bu durum peyzaj bozukluğuna neden olabilir.
- Eko-Sistem Tehdidi: Rüzgar türbinlerinin kanatları kuşların çarpmasına neden olabilir. Bunun sonucunda kuş ölümleri yaşanır ve eko-sistem tehdit altına girmiş olur.
- Sahiplik Sorunu: Alternatif enerji kaynaklarının kullanımı sırasında mülkiyet sorunları ortaya çıkabilir. Örneğin kıyıya yakın bölgelerde yaşayanlar rüzgarın engellenmesi nedeniyle mülkiyet değerlerinde düşüş yaşayabilirler.
Dünya genelinde çevresel sorunların artmaya başlamasıyla birlikte alternatif enerji kaynaklarına yönelim artmıştır ancak bunların da insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.