Yüksek Radyasyona Maruziyetin Etkileri

Radyasyon, yüksek enerjili parçacıkların veya elektromanyetik dalgaların yayılımıdır. İnsanlar çevrelerindeki doğal radyasyon kaynağı olan güneş ışığı, uzaydan gelen kozmik ışınlar, radon ve doğal mineraller ile radyasyona maruz kalırlar. Bunun yanı sıra, nükleer santrallerden sızan sular da radyasyon yayar. Özellikle nükleer santrallerin kaza yapması ya da savaşlar sırasında nükleer silahların kullanılması yüksek radyasyona maruz kalmaya yol açabilmektedir. Uzun süre yüksek seviyelerde radyasyona maruz kalmak, insan sağlığını ciddi ölçüde tehdit eden kanser vakalarının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca kalp ve damar hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve üreme sistemi sorunlarına da yol açabilir. Geçmişten günümüze birçok ülkede yaşanan nükleer santral kazaları, beraberinde büyük sağlık sorunlarını da getirmiştir. Bu kazalardan en önemlileri 1986 yılında yaşanan Çernobil Nükleer Santrali Kazası ile 2011 yılındaki Fukushima Daiichi Nükleer Santrali Kazasıdır.

Radyasyon Nedir?

Radyasyon, yüksek enerjili parçacıkların veya elektromanyetik dalgaların yayılımıdır. Genellikle radyoaktif elementlerin doğal olarak çürümeleri sırasında ortaya çıkan gama ışınları ve radon gazı şeklinde görülür. İnsanlar çevrelerindeki doğal radyasyon kaynağı olan güneş ışığı, uzaydan gelen kozmik ışınlar, radon ve doğal mineraller ile radyasyona maruz kalırlar. Radyasyon ayrıca; tıbbi teşhis ve tedavi (radyoloji, radyoterapi) alanında, sanayi alanında (elektrik üretimi, denetleme cihazları), araştırma alanında (bilimsel deneyler) ve tarım alanında (gıda işleme) de kullanılmaktadır. Elektrik santrallerinde enerji üretimi için nükleer reaksiyonlar sonucunda açığa çıkan termal enerji (ısıl enerji) kullanılır.

Radyasyonun Ölçümü

Yüksek enerjili parçacıkların veya elektromanyetik dalgaların yayılımı olan radyasyonun ölçülmesi için dozimetre adı verilen aletler kullanılır. Dozimetreler, maruz kalınan radyasyonun tipine ve yoğunluğuna bağlı olarak farklı şekillerde çalışır.

Termolüminesans dozimetreler

Termolüminesans dozimetreler (TLD) radyasyonu emen bir madde içermektedir. Bu madde radyoaktif parçacıkların yayılımı sırasında iyonize olur ve belli bir miktarda ışık (termolüminesans ışıması) yayar. Termolüminesans dozimetreye ısı uygulandığında yayılan ışığın büyüklüğü ölçülerek, radyasyon dozu belirlenir.

Elektronik dozimetreler

Elektronik dozimetreler, içinde iyonlaştırıcı gaz bulunan bir kameraya sahiptir. Radyasyon bu gazın içinden geçtiğinde iyonizasyon meydana gelir ve ionizasyon sonucu oluşan pozitif ve negatif yüklü parçacıklar birbirine çekilir. Bu çekim kuvveti sonucunda elektrik akımı oluşur ve elektronik dozimetredeki ölçüm aleti tarafından bu akım değerinin büyüklüğü ölçülerek radyasyon dozu belirlenir.

Radyasyonun İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Radyasyonun insan sağlığı üzerindeki etkileri maruziyetin türüne (iyonlaştırıcı radyasyon ya da iyonlaştırıcı olmayan radyasyon), türüne (alfa, beta, gama ya da neutron), enerjisine (yüksek enerjili ya da düşük enerjili), yoğunluğuna (yüksek yoğunlukta veya düşük yoğunlukta) ve maruziyet süresine (kısa süreli ya da uzun süreli) bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Biyolojik etki

Iyonlaştırıcı radyasyonun biyolojik etkisi insan DNA’sında hasara yol açmasından kaynaklanmaktadır. DNA hasarı sonucu hücreler ölür veya mutasyona uğrayarak kontrolsüz şekilde bölünmeye başlayıp kanser oluşumuna yol açabilir. Ayrıca yüksek radyasyona maruziyet sonucu insan dokularının sıcaklığı artabilir.

Kanser

Yüksek düzeyde radyasyona maruz kalmak kanser vakalarının artışına yol açar. Özelikle 1- 5 Gy arasında doz alanlarda 5 -30 yıl arası zaman diliminde kanser riski 10 kat artış gösterir.

Kalp hastalıkları

Maruz kalınan yüksek seviyede radyasyon kalp kası hasarına yol açarak kalp hastalıklarına neden olabilir.

Kronik akciğer hastalığı

Yüksek radyasyona maruziyet akciğer dokusunda fibrozise yol açarak akciğerlerin sertleşmesine ve nefes darlığına sebep olabilir.

Kemik iliği hasarı

Radyasyona maruz kalan kemik iliği hasar göreceğinden dolayı kemik iliği baskılanır ve vücudun kan yapma yeteneği azalır. Bu durum kansızlık (anemi), vücudun enfeksiyonlara karşı direncinin azalması ve kanama sorunlarına yol açabilir.

Üreme sistemi sorunları

Radyasyonun üreme organları üzerine etkisi erkeklerde sperm üretiminin azalmasına neden olurken kadınlarda yumurta sayısının azalmasına sebep olabilir. Bunun yanı sıra her iki cinsiyette de üreme sisteminin zarar görmesi sonucu doğurganlığın azalmasına neden olmaktadır.

Sinir sistemi sorunları

Sinir hücreleri DNA’sında meydana gelen hasar sonucu sinir hücreleri ölür. Hasarın şiddetine bağlı olarak ise hafıza kaybı, davranış değişiklikleri ve nöbet geçirme riskinde artış gibi sinir sistemi sorunları görülebilir.

Mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları

Bağırsak epiteli hasar göreceğinden dolayı mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, karın bölgesinde ağrı ve şişkinlik gibi mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları görülebilir.

Katarakt oluşumu

Iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan göz merceği hücrelerinin DNA’sında meydana gelen hasar sonucunda katarakt gelişimi söz konusudur.

Deri kanseri

Iyonlaştırıcı olmayan radyasyon tiplerinden biri olan ultraviyole radyasyonu maruziyeti deri kanseri riskini arttırır. Ayrıca ultraviyole radyasyonu deride DNA hasarına yol açarak çeşitli deri hastalıklarına da sebep olabilir.

Nükleer Santral Kazalarının Sağlık Üzerindeki Etkileri

Geçmişten günümüze birçok ülkede yaşanan nükleer santral kazaları beraberinde büyük sağlık sorunlarını da getirmiştir. Bu kazalardan en önemlileri 1986 yılında yaşanan Çernobil Nükleer Santrali Kazası ile 2011 yılındaki Fukushima Daiichi Nükleer Santrali Kazasıdır.

Çernobil Nükleer Santrali Kazası

Sovyetler Birliği’nde bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde gerçekleşen kaza sonucu atmosfere 400 katrilyon becquerel miktarında radyoaktif maddeler yayıldığı tahmin edilmektedir. Radyoaktif iyot ve sezyum başta olmak üzere çeşitli radyoaktif maddeler yayıldığı için Çernobil’de yaşayan yaklaşık 400 bin kişinin 20 yıl boyunca bu maddelere maruz kaldığı düşünülmektedir.

Kazanın ardından yapılan incelemelerde 2007 yılına kadar vakaların yüzde 47’sinin tiroid kanseri tanısı almış olduğu saptanmıştır. Çernobil’e 1000 km mesafede yer alan Moskova’da bile tiroid kanseri vakalarında artış görülmüştür. Ayrıca kaza sonrası doğan çocuklarda tiroid kanserine bağlı ölüm oranlarının yükseldiği de gözlemlenmiştir.

Radyoaktif maddelere maruz kalan diğer organler de etkilenmiş olup bazı insanlarda mide kanseri geliştiği saptanmıştır. Bunun yanı sıra radyasyona maruz kalan kişilerde kronik akciğer hastalığı, katarakt oluşumu, doğurganlığın azalması ile birlikte genetik sorunların ortaya çıkma riski de artmıştır.

Kazadan etkilenen ülkelerden biri olan Beyaz Rusya’da yapılan araştırmalarda yaşam süresinin kısaldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca yaşanan psikolojik sorunların da yaşam süresinin kısalmasında etkili olabileceği düşünülmektedir.

Tüm bu veriler ışığında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazırlanan raporlar sonucunda Çernobil felaketinin sağlık üzerindeki etkilerinin büyük oranda tiroid kanseri vakalarına bağlı olduğu belirtilmiştir.

Fukushima Daiichi Nükleer Santrali Kazası

2011 yılında Japonya’nın Fukushima bölgesinde meydana gelen deprem ve tsunami sonrası Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde yaşanan kazada atmosfere yaklaşık 900 terabecquerel radyoaktif iyot ve sezyum yayıldığı hesaplanmıştır. Kazadan etkilenen bölgelerde yaklaşık 160 bin kişinin tahliye edilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Kazanın ardından yapılan incelemelerde 2012-2016 yılları arasında Fukushima Bölgesi’nde tiroid kanseri tanısı konulan çocuk sayısının 200’den fazla olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu durum çocuklara yönelik aşırı derecede hassasiyetten kaynaklanıyor olabilir zira Japonya’nın diğer bölgelerinde yapılan taramalarda tiroid kanseri vakalarının artış göstermediği görülmüştür. Ayrıca dünyadaki pek çok ülkede çocukluk çağındaki tiroid kanseri vakaları artış göstermektedir.

Tüm bu veriler ışığında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından hazırlanan raporlara göre Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde yaşanan kazanın sağlık üzerindeki etkisinin oldukça sınırlı olacağı belirtilmiştir.

Scroll to Top