Çizmeli Kedi Masalı – Çizmeli Kedi Hikayesi Telegu Tercümesi

Çizmeli Kedi Masalı, ünlü yazar Charles Perrault tarafından kaleme alınmış bir masaldır. Bu masal, akıllı bir kedinin maceralarını ve sahibi Pürüzsüz Oğlan’ın şansını nasıl değiştirdiğini anlatır. İşte Çizmeli Kedi Masalı‘nın hikayesi:

Çizmeli Kedi Masalı Hikayesi

Bir zamanlar bir değirmenci yaşarmış ve üç oğlu varmış. Değirmenci öldüğünde, mal varlığının üç oğlu arasında paylaştırılmış. Birinci oğul değirmenin, ikinci oğul değirmenin iç, dış duvarlarının ve üçüncü oğul da değirmenin bacasının düşünecek kadar yoksul kalmış.

Üç kardeş yola çıkıp, ne yapıp edip geçinmeye karar vermişler. Derken bir tavşan yakalamışlar ve onu pişirip yiyeceklerine karar vermişler. Tavşan pişerken biri “Kardeşler, hadi şu avladığımız tavşanı bölüşelim” demiş. Diğer iki kardeş “Bölüşmeden önce bir bakalım, daha pişmedi” demişler. Tam o sırada ortanca kardeş tavşanı kaptığı gibi ateşten çekmiş ve bölüşmüş. İlk kardeş “Bölüştük, haydi yiyelim” demiş. İkinci kardeş “Ben tavşanın başını alırım, başı daima avcıya ait olur” deyip tavşanın başını almış. Ortanca kardeş “Ben tavşanın karnını alırım, karnı daima avcının kardeşine aittir” diyerek karnını almış ve pişirdiği tavşanın ciğerini de yemeğe niyetlenmiş. Değirmenci oğulları tavşanı bölüştükten sonra yola çıkmışlar.

Tuttukları yol bir ormana çıkınca yolda bir koca kediye rastlamışlar. Kedi “Hayırdır inşallah üç yiğit” demiş. Üç kardeş “İyi değiliz, karnımız aç” demişler. Kedi “Benim size yardımım dokunur. Gelin benimle, size yiyecek vereyim” demiş ve onları bir yere götürmüş.

Oraya vardıklarında kedi “Şimdi burada oturun, ben size yiyecek getireyim” demiş. Üç kardeş oturmuşlar. Kedi bir süre sonra elinde bir sepetle gelmiş. Sepeti açınca içi türlü meyvelerle doluymuş. Üç kardeş meyvelerden yiyip tokluklarına bakmadan yola çıkmışlar.

Üç kardeş yine yürümeye başlamışlar ve ormanda bir parça altın bulmuşlar. Üçü de parayı almak istemiş ama kimse almamış. En küçük kardeş “Ben alayım, belki ihtiyacım olur” diyerek parayı almış ve yola devam etmişler.

Bazı yerlerden geçtikten sonra ormanda bir saraya rastlamışlar. Sarayın kapısında bekleyen iki adam görmüşler. Adamlar “Sarayın sahibi hasta, altın isteyen herkesten altın alıyor” demişler. Üç kardeş aralarında tartışmaya başlamışlar; en büyük kardeş “Ben gireyim”, orta kardeş “Ben gireyim” demişler. En küçük kardeş de “Ben gireyim” deyince diğerleri durup en küçüğün girmesine izin vermişler.

İçeri giren en küçük kardeş iyi giyimli biriyle karşılaşmış ve onun altınlarını istemiş. İyi giyimli adam “İstediğin kadar al” demiş ve altını ona vermiş. Altını alan delikanlı hemen çıkıp kavak ağacının dibindeki kardeşlerinin yanına gelmiş.

Bu arada en büyük kardeş ormanda gördükleri ağaçların meyvelerinden bahsetmiş, ortanca kardeş de tavşanlarının karınlarından bahsetmiş. En küçüğü de onlara saraydaki altınlardan söz edince diğerleri sevinmiş.

Üç kardeş ormanda bir süre daha gezdikten sonra akşam olup karanlık çökünce kalacak yer aramaya karar vermişler. Bir kenarda oturmuşlar, ne yapacaklarını düşünürken bir koca kedi gelmiş. Kedi onlara yardım edecekmiş ama ilk önce ne olduklarını anlamak için sorular sormuş; en büyük kardeş “Ben bu değirmenin sahibi oldum artık”, orta kardeş “Ben de değirmenin iç duvarının sahibi oldum”, en küçük kardeş de “Ben de dış duvarının sahibi oldum” demişler ve her biri kedinin sorularına cevap vermişler.

Kedi onlara yardım edebilmek için ne olmaları gerektiğini öğrenince “Bana iyi bakın, ben sizi çok zengin biri yapacağım” demiş ve onlara üçer tane sihirli değnek vermiş. Her birine göre sihirli değnek farklı çalışıyormuş; ilkinin sihri su getirmeye yarıyormuş, ikincisinin sihri su yerine şarap getirmeye yarıyormuş ve üçüncusu da her şeyi dondurmaya yarıyormuş.

Üç kardeş kediyi dinlemişler ve sihirli değneklerle ne istediğini getirmişler. Daha sonra yola koyulmuşlar; kedi onlara doğru yolu gösteriyormuş ama üç kardeş ayrı yollara gitmişler.

Üç kardeş ormanda kaybolmuşlar ama ortanca ile en küçük olanı buluşmuşlar. İki kardeş kaybolduklarında hiç merak etmeyen ilk kardeşi bulmuşlar; o ilk başta korkmuş ama sonra sihirli değneğini alıp karnını doyurmuş.

Üç kardeş tekrar yola çıkınca bir tavuk görmüşler; tavuk konuşup onlara doğru yolu göstermiş. Daha sonra karşılaştıkları hayvanlara göre sihirli değneklerden biri ya da diğeri onların yardımına koşmuş. İki hafta boyunca bu şekilde yol almışlar, karşılarına çıkan her hayvan onlara yardım etmiş.

Yardım ettiklerinden biri, ne olduklarını ve nereden geldiklerini anlayan bir kral olmuş; kral onları saraya davet etmiş ve sohbet ederken üçlünün babasıyla ilgili konuşmuşlar.

Bütün bunlar olurken kedinin ayakkabıcı olan efendisi padişahtan bir kız istemiş ama padişah bu isteği geri çevirmiş. Ayakkabıcı bunun üzerine tekrar saraya gidip padişahtan kız istemiş; bu sefer padişah gümüş ayakkabılar giymiş olan kızını istemeye gelenlere kızını istemeyi düşünmeden evlenmeyi kabul etmiş ve ayakkabıcı ile kızı evlenmiş.

Evlendikten kısa bir süre sonra ayakkabıcının efendisi padişahtan tekrar kız istemiş ama bu sefer padişah krallığın en zengin adamıyla evlenmeyi kabul etmiş.

İki hafta sonra ilk eşin üzerine altından yapılmış elbiselerle gelin gibi süslenmiş ikinci eşiyle birlikte erkek kardeşlerin evine gelmişler; iki hafta sonra kralın ilk eşi olan ayakkabıcının kızıyla birlikte ilk eşiyle beraber ikinci eş yine erkek kardeşlerin evine gelmiş.

Erkek kardeşler şaşkın şaşkına birbirlerine bakmışlar; ayakkabıcı olan kraliçanın ilk eşiyle birlikte ikinci eş de gelin gibi süslenip erkek kardeşlerin evine gelince şaşkınlıkları yerini sevinç almış.

Çizmeli Kedi Masalı Sonuç

Çizmeli Kedi Masalı” hikayesinden çıkarılacak ders şudur: Akıllı kedi gibi her zaman çalışmalı ve tembelliğin ardında saklanmamalıyız.

Scroll to Top