Teknolojinin Doğaya Olan Olumsuz Etkileri
Günümüz dünyasında teknoloji hayatımızı oldukça kolaylaştırmakta ve hızlandırmaktadır. Ancak bu hızlı gelişim ve değişim doğanın dengesini de bir o kadar bozmaktadır. İnsanlar tarafından üretilen teknoloji ürünleri doğa tarafından bir uyum içerisinde karşılanabilen ihtiyaçları teknoloji sayesinde karşılanamamasına neden olmaktadır. Örneğin doğa insanlara güneş ışığını, yağmuru, oksijeni, toprağı ve birçok doğal kaynağı yeterli miktarda sunmaktadır. İnsanlar bu kaynakları yeterli miktarda kullanmayı öğrenemedikleri için zamanla doğayı kirletmeye ve dengeyi bozmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda da doğa tarafından insanların ihtiyacını karşılamak için sunduğu kaynaklar azalmaya başlamıştır. Teknolojinin doğaya olan olumsuz etkilerinin artmasıyla birlikte doğa da kendini korumak için bazı önlemler almaya başlamıştır. Örneğin önceleri yaz aylarında 1-2 ay süren susuzluk dönemleri şimdi 5-6 ay sürmeye başlamış ve bu durum tarımsal üretimi de etkilemiştir. Ayrıca yaz aylarında yaşanan bu kuraklık kış aylarında bol yağmur ve kar olarak kendini göstermektedir. Tüm bunlar insanların doğadaki dengeyi kurarken doğayı yeterli şekilde kullanarak, doğanın sunduğu imkanlara göre yaşamalarını öğrenememelerinden kaynaklanmaktadır.
Teknolojinin Doğaya Olan Olumsuz Etkileri
- Doğal Kaynakların Azalması: Teknolojinin doğaya olumsuz etkilerinden ilki ve belki de en önemlisi doğal kaynakların azalmasıdır. Üretilen teknoloji ürünleri doğanın sunduğu doğal kaynakların kullanılmasını azaltmak yerine artıran kaynaklardır. Örneğin fabrikalarda kullanılan makineler, üretim süreçleri, kullanılan ambalajlar, araçlar ve gereçler, tüm bunlar tek use de olsa on use de doğanın sunduğu kaynakları kullanmaktadır. Tüm bunların yıllık tüketimi milyonlarca insanın günlük tüketiminden daha fazladır. Dolayısıyla tüm bu teknolojik ürünlerin kullanımı doğal kaynakların hızla tükenmesine neden olmaktadır.
- Atık Miktarının Artması: Teknolojik aletler genellikle uzun ömürlü olarak üretilmemektedir. Örneğin bir telefon ortalama iki yıl kullanılabilmektedir. Bu sürenin sonunda ya hasar görmüş ya da modası geçmiş telefonlar yeniden kullanılmak yerine çöplüklere gönderilmektedir. Çöplüklerde uzun yıllar bozunmaya uğramayan teknoloji ürünleri doğayı kirletmektedir. Kullanılan teknolojik aletlerin çoğu geri dönüştürülebilir nitelikte olmasına rağmen dünyada geri dönüşüm oranı oldukça düşüktür. Bu da atık miktarının artmasındaki bir diğer etkendir.
- Doğa Olaylarının Değişmesi: Teknolojiye bağlı sanayileşme ve kentleşmenin artmasıyla birlikte hava kalitesi düşmeye ve çevresel faktörler değişmeye başlamıştır. Sanayi bölgelerinin kentlere yakın olması, hava kirliliğinin artmasına ve kentlerde daha fazla enerji tüketilmesine neden olmuştur. Tüm bu olumsuz etkiler doğa olaylarının değişmesine de neden olmaktadır. Örneğin kış aylarında kar yağışı miktarında azalma, yaz aylarında ise kuraklık artmaya başlamıştır.
- Biyoçeşitliliğin Azalması: Biyoçeşitlilik; bir ekosistemin farklı türlerdeki canlılarla ne denli zengin olduğunu göstermektedir. Teknolojinin doğaya olan olumsuz etkilerinden biri de biyoçeşitliliğin azalmasıdır. Örneğin tarım alanlarının artmasıyla birlikte doğal bitki alanlarının yok edilmesi biyoçeşitliliği olumsuz etkilemektedir. Aynı şekilde sanayi bölgelerinin artırılması da doğal yaşam alanlarının yok edilmesine ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden olmaktadır.
- Enerji Tüketiminin Artması: Teknolojik aletlerin kullanım amacı insanlara zamanı daha hızlı ve daha kolay kişisel ya da profesyonel işlerini yapmak olduğundan enerji tüketimi hızla artmaya başlamıştır. Tüm dünyada enerji tüketiminin hızla artmasının başlıca iki nedeni vardır: Nüfus artışı ve teknolojik aletlerin kullanımın artmasıyla enerji tüketiminin de artmasıdır.
- Doğal Dengenin Bozulması: Doğal denge; canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle uyum içinde yaşamalarıdır. Teknolojinin doğaya olan olumsuz etkilerinin en önemli sonuçlarından biri de doğal dengenin bozulmasıdır. Doğal dengeyi kurmak için her canlı birbirinin farkında olarak hareket etmektedir. Teknolojik gelişimle birlikte insanların diğer canlıların farkındalığı azalmış ve her canlı kendine ait olanı düşünmeye başlamıştır. Bu da doğal dengenin bozulmasına neden olmaktadır.
- Hava Kalitesinin Düşmesi: Hava kalitesini belirleyen faktörlerin başında elbette ki oksijen oranı gelmektedir. Oksijen oranı, hava kalitesinin sadece tek bir belirleyicisidir; fakat etkisi yadsınamayacak kadar büyüktür. Hava kalitesini belirleyen diğer faktörler ise; karbondioksit oranı, toz oranı, küf mantarı sporu oranı gibi hava içerisinde bulunan diğer gazların ve partiküllerin oranlarıdır. Teknolojik gelişimle birlikte sanayinin artması hava kalitesini belirleyen faktörlerin başında gelen oksijen oranını dolaylı yoldan etkilemektedir. Sanayi, enerji ihtiyacını karşılamak için fosil yakıtları (kömür, petrol vb.) kullanmaktadır. Fosil yakıtların kullanımı hem enerji üretimini artırmakta hem de atmosferdeki oksijen oranını azaltmaktadır. Oksijen oranının azalması, hava kalitesinin bozulmasına sadece tek bir etkendir; ancak hava kalitesinin bozulmasının başlıca nedeni budur denilebilir.
- Su Kalitesinin Düşmesi: Doğadaki suyun %97’si okyanuslara ve denizlere aittir; geri kalan %3’lük kısım ise dünya üzerindeki tüm suların buzullarda, yeraltında veya göllerde bulunan sularıdır. Dünya üzerindeki tatlı suyun sadece %1’i yüzey sularında bulunmaktadır; bu da dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için yetersizdir. Nüfusun %87’si yaşayan dünyanın %3’e yakın olan tatlı suya ihtiyaç duymaktadır. Teknolojik ürünlerin kullanımının artması suyun bu kadar az olduğu dünya üzerinde büyük ölçekte su kirliliğine neden olmaktadır. Sanayi tesisleri, enerji santralleri, atık depolama alanları gibi birçok sektör suyun kirlenmesine neden olmaktadır.
- Toprak Kalitesinin Düşmesi: Toprak kalitesini belirleyen birçok etken bulunmaktadır; bunlardan bazıları organik madde, pH, nem, mineral çeşitliliği, taşlık oranıdır vs… Yani toprağın tarımda kullanımı doygunluk oranına bağlıdır; bu da toprakta organik maddelerin varlığıyla ilişkilidir. Organik maddeler toprakta bulunan bitkilerin fotosentez yoluyla ürettiği karbonhidratlardır ve toprağın verimli olmasında önemli bir rol oynamaktadırler. Teknolojik gelişmelerin artmasıyla birlikte tarımda kullanılan gübreler çeşitlenmiş ve tarım üretiminin artmasına neden olmuştur. Tarımda kullanılan kimyasal gübreler bitkilerin ihtiyaç duyduğu besinleri sağlayarak toprak kalitesini artırmaktadır; fakat bunların aşırı kullanımı toprakta organik maddelerin azalmasına ve dolayısıyla toprak kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.
- İklim Değişiklikleri: Teknolojinin doğaya olan olumsuz etkilerinden biri de iklim değişikliğidir. İklim değişikliğinin ana nedeni karbon salınımının artmasıdır; çünkü karbon salınımı atmosferdeki oksijen oranını azaltmakta ve dolayısıyla iklim değişikliğine neden olmaktadır.
Sonuç
Yukarıda teknolojinin doğaya olan olumsuz etkileri sıralanırken “belki de en önemlisi” diye nitelendirdiğim “doğal kaynakların azalması” kendini tekrar göstermektedir. Örneğin atık miktarının artmasıyla çöplüklerde geri dönüşümün olmaması doğal kaynakların azalmasına neden olmaktadır; yine doğal dengeyi bozan faktörlerin başında doğanın yeterli şekilde kullanılamaması gelmektedir.
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere teknolojinin doğaya olan olumsuz etkilerinden en önemlisi doğal kaynakların azalmasıdır ve bu durum kendini tekrar ederek tekrar eden bir döngü içerisindedir.
Doğayı korumanın en iyi yolu ona verilen değeri artırmaktan geçmektedir.