Türkiye’nin Ekonomik Faaliyetleri ve Çevre Üzerindeki Etkileri

TÜRKİYE’DE EKONOMİK FAALİYETLERİN ÇEVRE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

GİRİŞ

Ekonomik faaliyetler, üretim ve tüketim süreçleri olarak da tanımlanabilir. Bu faaliyetler tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinde gerçekleştirilmektedir. Ekonomik faaliyetlerin çevre üzerindeki etkilerini anlayabilmek için öncelikle bu faaliyetlerin ne olduğu ve nerelerde yapıldığını bilmek gereklidir. Bu kapsamda Türkiye’deki ekonomik faaliyetlerin dağılımı harita üzerinde gösterilmiştir.

Haritada görüldüğü üzere Türkiye genelinde ekonomik faaliyetlerin dağılımı dengeli değildir. Özellikle batı ve orta bölgelerde sanayi, güney ve doğu bölgelerde ise tarım yoğunlaşmıştır. Buna karşın Türkiye’nin genelinde orman varlığı az, su varlığı ise kirlilik nedeniyle kullanışlı değil denecek kadar azdır.

Ekonomik faaliyetlerin çevre üzerindeki etkilerini üç ana başlık altında inceleyebiliriz. Bunlar; ormanlar üzerindeki etkiler, su kaynakları üzerindeki etkiler ve toprak üzerindeki etkiler olarak sıralanabilir.


1. ORMANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLER

a) Orman Dışı Gelirler

  • Odun üretimi: Türkiye ormanlarının %48’i odun üretimi amacıyla tesis edilmiştir. Bu ormanların her yıl ortalama 20 milyon m3 odun vermesi beklenirken, mevcut durumda 15 milyon m3 odun elde edilmektedir. Yani odun üretim potansiyelinin %75’i kullanılmaktadır.
  • Odun dışı orman ürünleri: Türkiye ormanlarından her yıl 400 bin ton meyve, 50 bin ton kozalak ve 100 ton sakız elde edilmektedir. Bunun yanı sıra ormanlardan yılda 4 milyon m3 şam sınırlığı, 1 milyon m3 fodder ve 800 bin ton mantar toplanmaktadır. Ancak ormanların bu üretim potansiyelinin %50-60’ı bile kullanılamamaktadır.
  • Turizm: Türkiye ormanları her yıl 30 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir ve bu ziyaretler sonucunda elde edilen turizm geliri 3 milyar doları geçmektedir. Ancak Türkiye turizminde ormanların katkısı %10’un altındadır. Ormanların turizmde daha etkin bir şekilde kullanılmasıyla bu oran artırılabilir.

b) Orman İçindeki Gelirler

  • Ağaçlandırma: Türkiye’de 1970 yılından beri ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar kapsamında toplam 1,8 milyon hektar alanda ağaçlandırma gerçekleştirilmiştir.
  • Meyve ağaçları: Ülkemizde ormanlar içinde yaklaşık 300 bin ton meyve veren meyve ağaçları bulunmaktadır. Bu meyve ağaçlarının bakımı ve ürünleri önemli bir ekonomik değer taşımaktadır.
  • Kozalak üretimi: Türkiye’de yılda yaklaşık 50 bin ton kozalak toplanmaktadır. Bu kozalakların toplanması ve işlenmesi orman köylüleri için önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.
  • Sakız üretimi: Ormanlardan yılda 100 ton sakız elde edilmektedir. Sakız üretimi, ormanların sürdürülebilir kullanımına örnek teşkil etmektedir.
  • Mantar toplama: Türkiye ormanlarından her yıl 800 bin ton mantar toplanmaktadır. Bu miktar orman ekosistemlerinin zenginliğini ve sürdürülebilirliğini göstermektedir.

c) Ormanların Yok Olması

  • Aşırı odun kesimi: Türkiye ormanlarında her yıl yaklaşık 5 milyon m3 odun kesilmektedir. Bu kesim, ormanların yenilenme kapasitesini aşmakta ve orman ekosistemlerinin bozulmasına yol açmaktadır.
  • Kirlilik: Ormanların yaklaşık %25’i hava kirliliğinden etkilenmektedir. Hava kirliliği, ormanlarda bulunan ağaç türlerinin çeşitliliğini azaltmakta ve orman ekosistemlerinin sağlığını tehdit etmektedir.
  • Yangınlar: Türkiye ormanlarının yaklaşık %30’u yangınlardan etkilenmektedir. Her yıl yaklaşık 100 bin hektar orman alanı yangınlarda yok olmaktadır. Yangınlar, ormanların yenilenme sürecini uzatmakta ve ekosistem hizmetlerinin kaybına yol açmaktadır.
  • Diğer faktörler: Ormanların yok olmasında aşırı otlatma, tarım ilaçları kullanımı ve diğer kimyasallar da önemli rol oynamaktadır. Bu faktörler, ormanların biyolojik çeşitliliğinin azalmasına ve ekosistem hizmetlerinin kaybına neden olmaktadır.

2. SU KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER

a) Tarım Faaliyetlerinin Su Kaynaklarına Etkisi

  • Sulama yöntemleri: Türkiye’de tarımsal sulamada beslemeli sulama gibi verimli yöntemler yerine salma sulama gibi verimsiz yöntemler kullanılmaktadır. Bu durum su kaynaklarının aşırı kullanımına ve su kaybına yol açmaktadır.
  • Sulama alanları: Tarımsal sulamada kullanılan suyun yaklaşık %40’ı mercimek, nohut ve fasulye gibi baklagillerin sulanmasında kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra %38 şeker pancarı, %20 mısır ve %35 buğday ekilmektedir.
  • Tarım alanları: Tarımda kullanılan suyun yaklaşık %80’i ekili alanların bakımı için harcanmaktadır. Bu durum tarımsal üretimin su kaynakları üzerindeki baskısını artırmaktadır.
  • Tüketim oranları: Türkiye’de tarımsal su tüketim oranı dünyadaki en yüksek oranlardan biridir. Bu durum su kaynaklarının sınırlı olduğu bir ülkede tarımsal üretimin su kaynakları üzerindeki baskısını artırmaktadır.

b) Sanayi Faaliyetlerinin Su Kaynaklarına Etkisi

  • Suwatı: Sanayi sektöründe su kullanımını azaltmak için çeşitli önlemler alınmalıdır. Örneğin, atık suların arıtılarak yeniden kullanılması teşvik edilmelidir.
  • Drenaj sistemleri: Sanayi tesislerinde drenaj sistemlerinin düzgün çalışması sağlanmalıdır. Bu sayede atık suların çevreye zarar vermesi önlenebilir.
  • Ağır metallerin arıtılması: Sanayi atık sularında bulunan ağır metallerin zararlı etkileri nedeniyle iyi bir arıtma sistemi kurulması şarttır. Bu sayede su kaynaklarının kirlenmesi önlenebilir.
  • Kimyasalların arıtılması: Tarımda kullanılan kimyasalların su kaynaklarına karışması ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bu nedenle tarım alanlarında kimyasalların uygun şekilde depolanması ve kullanılmaması önemlidir.

c) Diğer Alanların Su Kaynaklarına Etkisi

  • Nüfus artışı: Türkiye’de nüfus artışına bağlı olarak su talebi de hızla artmaktadır. Nüfus artışının kontrol altına alınması ve su kullanımının verimli hale getirilmesi gerekmektedir.
  • Kirlilik: Su kaynaklarının kirlenmesi, temiz su kullanımını azaltmaktadır. Sanayi atıkları, tarımsal kimyasallar ve evsel atıklar su kaynaklarının kirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
  • Kullanım oranları: Türkiye’de su kullanımının sadece %22’si içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Geri kalan %78’lik kullanım ise tarım, sanayi ve enerji sektörlerinde gerçekleşmektedir.

3. TOPRAK ÜZERİNDEKİ ETKİLER

a) Tarım Faaliyetlerinin Toprak Üzerindeki Etkileri

  • Toprak erozyonu: Türkiye’de tarımsal faaliyetler nedeniyle toprak erozyonu ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Yılda ortalama 350 milyon ton toprağın erozyona uğraması tahmin edilmektedir.
  • Toprak verimliliği: Tarımsal uygulamalar, toprağın verimliliğini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Doğru tarım teknikleri kullanıldığında toprak verimliliği artabilirken, yanlış uygulamalar toprağın verimliliğini azaltabilir.
  • Tuzluluk sorunu: Sulama yöntemlerinin yanlış kullanımı sonucu topraklarda tuz birikmesiyle tuzluluk sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu durum tarımsal üretimin düşmesine neden olmaktadır.
  • Düzensiz tarım: Türkiye’de tarımsal üretim genellikle düzensiz ve plansız yapılmaktadır. Bu durum toprağın aşırı kullanımına ve doğal dengenin bozulmasına yol açmaktadır.

b) Ormancılık Faaliyetlerinin Toprak Üzerindeki Etkileri

  • Ağaç kesimi: Ormanlardan ağaç kesilmesi toprağın erozyona uğramasına neden olabilir. Ağaçların kök sistemleri toprağın dayanıklılığını artırmaktadır.
  • Kirlilik etkisi: Ormanların kirlenmesi toprağın kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Hava kirliliği özellikle ormanların üst tabakasındaki toprakların kalitesini düşürmektedir.
  • Biyolojik çeşitlilik: Ormanlar, yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip ekosistemlerdir. Ormanların korunması, toprakta bulunan biyolojik çeşitliliğin devam etmesini sağlar.
  • Ağaçlandırma çalışmaları: Yapılan ağaçlandırma çalışmaları sayesinde toprak erozyonu azalmakta ve toprağın verimliliği artmaktadır.

c) Diğer Faaliyetlerin Toprak Üzerindeki Etkileri

  • Kirlilik kaynakları: Tarımda kullanılan kimyasallar, gübreler ve pestisitler toprağın kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle kimyasalların uygun şekilde kullanılması önemlidir.
  • Aşırı otlatma: Aşırı otlatma, özellikle meralar üzerinde ciddi bir baskı oluşturarak toprak erozyonuna neden olmaktadır. Meraların dinlendirilmesi ve doğru şekilde kullanılması gerekmektedir.
  • Kentsel gelişim: Kentleşme ile birlikte inşaat sektöründeki gelişmeler toprağın betonlaşmasına ve doğal dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Bu nedenle kentleşme planlamasının doğru yapılması önem taşımaktadır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin çevre üzerindeki etkileri giderek artmaktadır. Ormanların yok olması, su kaynaklarının kirlenmesi ve toprak erozyonu gibi sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların çözümü için aşağıdaki önerilerin uygulanması önemlidir;

  • Sürdürülebilir kalkınma politikaları: Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Ekonomik büyüme ile çevrenin korunması arasında denge sağlanmalıdır.
  • Eğitim programları: Ekonomik faaliyetlerin çevre üzerindeki etkileri konusunda eğitim programları düzenlenmelidir. Özellikle tarım ve sanayi sektöründeki çalışanlara yönelik eğitimler önem taşımaktadır.
  • Kirlilik denetimi: Su kaynaklarının kirlenmesini önlemek için sıkı denetimler yapılmalıdır. Sanayi tesislerinin atık sularını düzgün şekilde arıtması sağlanmalı ve kirleticilerin salınımı kontrol altına alınmalıdır.
  • Ağaçlandırma çalışmaları: Ağaçlandırma çalışmalarının teşvik edilmesi önemlidir. Orman varlığının artırılmasıyla birlikte toprak erozyonu da azalacaktır.
  • Tuzluluk sorunu çözümü: Sulama yöntemlerinin düzeltilmesi ve doğru tarım tekniklerinin kullanılmasıyla topraklarda tuzluluk sorunu azalacaktır.
  • Biyolojik çeşitlilik korunması: Tarımda kullanılan kimyasalların uygun şekilde depolanması ve kullanılmasıyla topraktaki biyolojik çeşitliliğin korunması sağlanabilir.
  • Mera yönetimi: Meraların doğru şekilde yönetilmesi ve aşırı otlatmanın önüne geçilmesi önemlidir. Bu sayede meralar üstünde baskı azalacak ve toprak erozyonu sorunu düşecektir.
  • Kentleşme planlaması: Kentleşme ile birlikte inşaat sektöründeki gelişmelerin toprağın doğal dengesini bozmamasına özen gösterilmelidir. Doğru kentleşme planlaması ile betonlaşmanın önüne geçilebilir.
Scroll to Top