Halk arasında ‘kanser ilacı’ olarak bilinen ilaçlar

Günümüzde birçok kanser hastalığı için tedavi imkanı bulunmaktadır. Bu bağlamda, tedaviler sırasında kullanılan ilaçların yan etkilerinin ne olacağı ve hangi tedavilerin nasıl etki ettiği de merak edilen konular arasında yer almaktadır.

Halk arasında ‘kanser ilacı’ olarak bilinen ilaçlar da bu noktada sıklıkla gündeme gelmektedir. Sağlık Bilimleri Eczacılığı Yüksek Lisans Öğrencisi Kadircan Yılmaz, halk arasında ‘kanser ilacı’ olarak bilinen ilaçları açıkladı.

İmmünoterapiler

İmmünoterapiler, vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren ve onu kansere karşı daha etkili hale getiren tedavilerdir. Bu tedaviler, bağışıklık hücrelerini uyararak veya kanser hücrelerinin bağışıklık sisteminden kaçmasını engelleyerek çalışır. İmmünoterapilerin temel prensibi, vücudun kendi bağışıklık mekanizmalarını kullanarak kanseri hedef almasıdır.

İmmünoterapiler, özellikle ilerlemiş veya metastatik kanser vakalarında önemli bir rol oynar. Kemoterapi ve radyoterapinin aksine, immünoterapiler vücudun kendi hücrelerine zarar verme olasılığını azaltır ve genellikle daha az yan etkiye sahiptir. Ancak, bağışıklık sisteminin aşırı aktive olması nedeniyle bazı hastalarda otoimmün yan etkiler görülebilir. Bu tedavilerin etkinliği, hastanın genel sağlık durumu ve kanserin biyolojik özelliklerine bağlıdır.

İmmünoterapilerin bazı yaygın yan etkileri şunlardır:

  • Yorgunluk: Hastaların büyük çoğunluğu tedavi sırasında yorgunluk hissederler.

  • Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık veya döküntü gibi cilt reaksiyonları görülebilir.

  • Ateş: Hafif ateş yükselmeleri sık görülür.

  • Solunum Problemleri: Nefes darlığı veya öksürük oluşabilir.

  • Bağırsak Problemleri: İshal veya karın ağrısı yaşanabilir.

  • Karaciğer Problemleri: Kan testlerinde karaciğer enzimlerinde artış görülebilir.

Ayrıca, bazı immünoterapiler ile endokrin bezlerde hasar meydana gelebilir ve bu da tiroid bozuklukları, adrenal yetmezlik veya hipofizitise neden olabilir.

Hormon tedavileri

Hormon tedavileri, belirli kanser türlerinin büyümesini yavaşlatmak veya durdurmak için hormon düzeylerini değiştiren veya hormonların etkisini bloke eden ilaçların kullanıldığı tedavilerdir. Özellikle prostat ve meme kanseri gibi hormon duyarlı kanser türlerinde sıklıkla tercih edilir. Bu tedavi yöntemleri, vücuttaki steroid hormonlarının seviyelerini azaltarak veya bu hormonların reseptörleriyle etkileşime girerek çalışır.

Hormon tedavileri genellikle cerrahi, kemoterapi veya radyoterapi ile kombinasyon halinde kullanılır ve kanserin evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak uygulanır. Hormon tedavisinin avantajı, genellikle daha az yan etkiye sahip olması ve kanserin tekrarlama riskini azaltmasıdır. Bununla birlikte, tedavi süresi uzadıkça hastalarda kemik yoğunluğunda azalma, yorgunluk, sıcak basması ve ruh hali değişiklikleri gibi yan etkiler görülebilir.

Hormon tedavilerinin bazı yaygın yan etkileri şunlardır:

  • Yorgunluk: Hastalar tedavi sırasında yorgunluk hissedebilirler.

  • Ateş Basması: Özellikle sıcak basmaları ve gece terlemeleri yaygın bir şikayettir.

  • Kemik Sağlığı Üzerindeki Etkiler: Uzun süreli kullanımda osteoporoz riski artabilir.

  • Prostat Kanseri için Özel Yan Etkiler: Meme büyümesi, cinsel işlev bozukluğu ve anemi görülebilir.

Kemoterapi

Kemoterapi, kanser hücrelerinin hızlı bölünmesini hedef alan ve onları öldüren ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Kemoterapinin temel amacı, kanser hücrelerini yok etmek, tümörleri küçültmek ve kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılmasını önlemektir. Kemoterapi sıklıkla cerrahi ve radyoterapi ile birlikte kullanılır ve bazı durumlarda önleyici amaçla sağlıklı hücrelerin kanserli hücrelerden etkilenmesini sağlamak için uygulanır.

Kemoterapinin ana yöntemi intravenöz (damar içi) yolla ilaçların verilmesidir; ancak ağızdan alınan tabletler de mevcuttur. Kemoterapide kullanılan ilaçlar genellikle zehirli etkilere sahip olduğundan, hastaya güvenli bir şekilde uygulanabilmesi için eğitim almış sağlık profesyonelleri tarafından uygulanmalıdır.

Kemoterapinin yaygın yan etkileri şunlardır:

  • Saç Dökülmesi: Kemoterapinin en bilinen yan etkisidir ancak her hastada görülmeyebilir.

  • Bulantı ve Kusma: Kemoterapi ilaçlarının sindirim sistemi üzerindeki etkisi nedeniyle bulantı ve kusma yaygındır.

  • Yorgunluk: Kemoterapi gören hastalar genellikle yorgun ve halsiz hissederler.

  • Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etki: Kan hücrelerinin üretimindeki azalma nedeniyle enfeksiyon riskinde artış görülebilir.

  • Mide Bağırsağı Problemleri: İshal, kabızlık ve ağız içi yaraları oluşabilir.

Kemo-immünoterapiler

Kemo-immünoterapiler, kemoterapinin bağışıklık sistemini aktive eden etkilerini ve immünoterapinin kanser hücrelerini hedef alma yeteneğini birleştiren bir kanser tedavi yöntemidir. Bu kombinasyonun temel amacı, kemoterapinin bağışıklık sistemini güçlendiren etkilerini kullanarak kansere karşı daha etkili bir bağışıklık yanı oluşturmak ve aynı zamanda kemoterapinin tümörleri küçültme yeteneğinden faydalanmaktır.

Kemo-immünoterapilerin avantajı, her iki tedavinin de güçlü yönlerinden yararlanarak daha iyi sonuçlar elde etme potansiyeline sahip olmasıdır. Kemoterapi bağışıklık sistemini zayıflatma riskine sahip olsa da, kemo-immünoterapiler bu riski minimize ederek uygulanır. Bununla birlikte, bu kombinasyon bazı hastalarda daha fazla yan etkiye neden olabilir.

Kemo-hormon terapileri

Kemo-hormon terapileri, kemoterapinin hormon reseptörlü kanser hücrelerini hedef alması ve hormon tedavisinin kanserin hormonlara bağlı büyümesini engelleyen etkilerini birleştiren bir yaklaşımı ifade eder. Bu kombinasyon özellikle meme ve prostat kanseri gibi hormon duyarlı kanser türlerinde kullanılır.

Kemo-hormon terapilerinin temel amacı, her iki tedavinin de güçlü yönlerinden yararlanarak daha etkili bir tedavi sağlamak ve tümörlerin büyümesini engellemektir. Bu kombinasyon, hormon reseptör pozitif tümörlerin büyümesini kontrol altına almak için kullanılır ve bazen hastalığın ilerlemesine bağlı olarak uygulanır.

Hedefe yönelik tedaviler

Hedefe yönelik tedaviler, belirli kanser hücrelerine özgü genetik veya moleküler değişiklikleri hedef alan ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Bu tedavilerin amacı, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanser hücrelerini etkili bir şekilde yok etmek veya onların büyümesini durdurmaktır. Hedefe yönelik tedaviler, immünoterapilere benzerlik gösterse de farklı mekanizmalarla çalışırlar.

Hedefe yönelik tedaviler genellikle laboratuvar ortamında hastanın tümöründen elde edilen örnekler üzerinde yapılan genetik testler sonucunda belirlenen hedefler doğrultusunda uygulanır. Bu testler sayesinde tümörün hangi moleküler yolla büyüdüğü veya yayıldığı anlaşılır ve buna uygun hedefe yönelik tedavi planlanır.

Hedefe yönelik tedavilerin avantajları arasında daha az yan etkiye sahip olmaları ve kemoterapiye dirençli bazı kanser türlerinde etkinlik göstermeleri bulunur. Bununla birlikte, hedefe yönelik tedavilerin etkinliği kanserin evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır.

Antibiyotikler

Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları önlemek veya tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır; ancak bazı antibiyotiklerin belirli kanser türlerinde beklenmedik olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, bazı antibiyotiklerin belirli meme kanseri hücre hatlarında antitümör aktivitesi gösterdiği araştırmalarla ortaya konmuştur. Ayrıca, antibiyotiklerin bağışıklık sistemini güçlendirmesi sayesinde kemoterapinin yan etkilerini azaltabileceği düşünülmektedir.

Bununla birlikte, antibiyotiklerin kansere karşı doğrudan etkinliği konusunda sınırlı bilgi bulunmaktadır ve bu alandaki araştırmalar devam etmektedir. Önemli olan nokta, antibiyotiklerin sadece bakteriyel enfeksiyonlar için değil aynı zamanda bazı diğer tıbbi durumlar için de kullanılmasıdır.

Ağrı kesiciler (kemik metastazı olan hastalarda)

Ağrı kesiciler (analjezikler), ağrıyı hafifleten veya ortadan kaldıran ilaçlardır; ancak bazı ağrı kesicilerin kansere bağlı ağrıları azaltmanın ötesinde olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir. Özellikle kemik metastazı olan hastalarda bu durum önemlidir.

Kemik metastazı olan hastalarda ağrı kontrolü sağlamak için opioit ağrı kesicileri kullanılır; ancak bu ağrı kesicilerin bazı yan etkilere sahip olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin morfinin bağımlılık yapma potansiyeli vardır ancak bu potansiyel doğru dozajlarla minimize edilebilir.

Bazı çalışmalarda nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların (NSAİİ’ler) kemik metastazından kaynaklanan ağrıyı hafiflettiği gözlemlenmiştir; bu nedenle NSAİİ’lerin ağrı kesici olarak kullanımı önemlidir.

Scroll to Top