Hiroşima ve Nagazaki, 6 ve 9 Ağustos 1945 tarihlerinde ABD tarafından atılan atom bombalarının kurbanı olmuş şehirlerdir. Bu iki şehir, o günden sonra asla unutulmayacak bir acının, savaşın ve insanlık tarihinin en büyük yıkımını temsil eden nükleer silahların simgesi haline gelmiştir.
Bütün dünya, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atılan atom bombalarının sonuçlarını biliyor. Ancak bu şehirlerde yaşayan insanlar, o gün yaşadıkları korku dolu anları her geçen gün daha da iyi hatırlıyor.
Hiroşima’ya atılan atom bombası 6 Ağustos 1945 tarihinde gerçekleşti. O gün sabah saat 08.15 sularında “Little Boy” ismi verilen uranyum bombası, Bockscar isimli bombardıman uçağından salındı. 3.000 metre yükseklikten düşürülen bu bomba Hiroşima’nın merkezine, şehrin Batı kısmına düştü. Hiroşima, o dönemde Japonya’nın batılı müttefiklerine karşı stratejik öneme sahip bir şehir konumundaydı. Bu nedenle hedef olarak seçildi.
Hiroşima’nın atom bombası tepkisi oldukça yıkıcı oldu. Patlama anında şehirde bulunan on binlerce insan ya hayatını kaybetti ya da ağır yaralandı. Hayatta kalanlar ise yaşadıkları acı dolu anları unutmaları için yıllar geçmesini beklediler. Bu kişilere “hibakusha” deniyor. Bombanın etkilerinden dolayı hayatlarını yeniden kurmaya çalışan bu insanlardan biri de Yasuko Hamanaka. O gün patlama anında 1,3 kilometre uzaklıkta bulunan Hamanaka, bombanın etkisini iliklerine kadar hissettiğini söyledi. Hamanaka, “O an çok güçlü bir rüzgar hissettim. Sonra ayaklarımın altındaki toprağın havaya fırladığını gördüm. Daha sonra kendimi yerde buldum” dedi.
Bugün Hiroşima’da yaklaşık 1,2 milyon kişi yaşıyor. Şehir, o günden bugüne yeniden inşa edildi. Tüm dünyaya barış mesajı vermek için kurulan Hiroşima Barış Anıtı da her yıl on binlerce insana ev sahipliği yapıyor. Her yıl 6 Ağustos’ta düzenlenen anma etkinliklerine dünya çapında birçok insan katılıyor.
Hiroşima’dan sadece 3 gün sonra, 9 Ağustos 1945 tarihinde bu sefer Nagazaki’ye atom bombası atıldı. “Fat Man” ismi verilen plutonyum bombası, yaklaşık 4.300 metre yükseklikten düşürüldü. Patlama, Nagazaki’nin kuzey kısmında gerçekleşti. Hiroşima gibi Nagazaki de o dönemde stratejik bir öneme sahipti. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı bu şehirde birçok kilise bulunuyordu.
Nagazaki’nin atom bombası tepkisi de Hiroşima kadar yıkıcı oldu. Bombanın etkisiyle on binlerce insan hayatını kaybetti. Hayatta kalanların ise yaşadıkları travmayı üzerinden atması yıllar aldı. O gün patlama sırasında sadece 800 metre uzakta bulunan Takashi Nagai, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bomba düştükten sonra büyük bir patlama sesi duyuldu. Her şey bembeyaz oldu. Sonra ortalık karardı ve başımın üstünde dev bir mantar bulutu oluştu.” O gün yaşananları anlatan birçok belgesel de bulunuyor.
Bugün Nagazaki’de yaklaşık 400 bin kişi yaşıyor. Patlamadan sonra büyük hasar gören şehir zamanla yeniden inşa edildi. Her yıl 9 Ağustos’ta düzenlenen anma etkinliklerine dünya çapında birçok insan katılıyor. Şehirde kurulan Nagazaki Barış Anıtı da kente gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucunda meydana gelen yıkım yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutlarda da yaşandı. Patlama sonucu oluşan fiziksel hasar, hem yapıların hem de insanların üzerinde derin izler bıraktı.
Patlama dalgasının etkisiyle birçok yapı yerle bir oldu ya da ağır hasar aldı. Hiroşima’daki yaklaşık 76 bin bina tamamen yok olurken, 92 bini de ağır hasar gördü. Nagazaki’de ise binaların yarısı ya da daha fazlası yok oldu veya hasar aldı. Bu durum, şehirlerin yeniden inşa edilmesi için büyük çaba gerektirdi.
Patlama sonucu hayatta kalanlar arasında ciddi sağlık sorunları yaşayan birçok kişi vardı. Özellikle yanık yaraları en sık görülen sağlık sorunuydu. Ayrıca patlamanın etkisiyle meydana gelen çarpıcı ışık yüzünden birçok insan gözlerinin kamaşması sonucu kör oldu.
Patlamanın hemen ardından hastanelerde oluşan yoğunluk, yaralıların tedavi edilmesini zorlaştırdı. Yeterli tıbbi malzeme olmaması da tedaviyi güçleştiren faktörlerdendi. Bu durum, birçok kişinin uzun süreli sağlık sorunları yaşamasına neden oldu.
Atom bombalarının en yıkıcı etkilerinden biri de radyasyon hastalığıydı. Patlamadan hemen sonra Hiroşima ve Nagazaki’nin çevresinde bulunan insanlar, yüksek dozda radyasyona maruz kaldı. Bu da bulantı, kusma, ishal gibi radyasyon hastalığının ilk belirtilerini ortaya çıkardı.
Radyasyon hastalığına maruz kalan insanlardan bazıları zamanla iyileşti ancak bazıları da hayatını kaybetti. Radyasyona maruz kalan kişilerde ayrıca kan hücrelerinin sayısında düşüş, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi uzun vadeli sağlık sorunları da görüldü.
Patlamadan yıllar sonra ortaya çıkan bazı kanser türleri de radyasyona bağlı olarak geliştiği düşünüldü.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının sonuçları yalnızca fiziksel değil sosyal boyutta da yaşandı. İki şehirde de psikolojik travma sonucu PTSD (Post-Traumatic Stress Disorder) oranının arttığı görüldü. Ailelerde yaşanan sorunlar nedeniyle boşanmaların sayısının da arttığı belirtildi.
Bombaların etkileri sadece o gün patlama sırasında bulunan insanlar üzerinde değil gelecek nesiller üzerinde de görüldü. İnsanlar üzerinde meydana gelen çeşitli sağlık sorunları nedeniyle doğacak çocukların da benzer sorunlar yaşama ihtimali bulunuyordu.
Hiroşima’da yaşayan kadınların önemli bir kısmı ise yaşadıkları travmaya rağmen dayanışma faaliyetlerine katıldı. Kadınlar, erkeklerin savaşta bulunmasından dolayı ailelerin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalmışlardı.
Ekonomik açıdan bakıldığında da iki şehirde atom bombalarının etkileri derinden hissedildi. Patlama sonucu meydana gelen yıkım nedeniyle şehirlerin yeniden inşa edilmesi büyük bir maliyet gerektirdi.
Yeniden inşa süreci devam ederken hibakusha’ların sağlık sorunları nedeniyle iş bulmada zorluk çekmeleri de ekonomik zorlukları artıran bir diğer faktördü. Birçok hibakusha geçimlerini sağlamak için çalışmak zorunda kaldı ancak sağlık sorunları nedeniyle çalışamayanlar da oldu. Bu da toplumda büyük bir dayanışma gerektirdi. Bombaların tepkisi sonucunda yaşanan ekonomik zorluklar zamanla azaldı ancak tamamen sona ermedi.