1. Kedicik ve Kedicikler
Dünyanın en güzel hayvanları olan kediler, her zaman neşeli ve oyun oynamayı severler. Bir zamanlar sevimli bir kedi, gökyüzünde uçan bulutlara arkadaşlık ediyor ve yıldızlara şarkılar söylüyormuş. Fakat bir gün, çok ünlü bir kedi sanatçısı olan bu kedi, yeryüzüne inip insanlara da şarkı söylemeye karar vermiş.
İnsanlar, uzun zamandır hiç kedi sesi duymadıkları için bu güzel şarkılara bayılmışlar. Herkes onun şarkı söylemesini bekler olmuş. Bu durumdan rahatsız olan Kedicik, insanlara daha fazla şarkı söylemek zorunda olmadığını düşünmüş ve tekrar gökyüzüne, bulutların yanına dönmüş.
Bundan sonra dünyaya inip şarkı söyleyen hiçbir kedi olmamış. Bu yüzden, eğer bir kedi gökyüzüne doğru bakıp mırıldanıyorsa, ona hiç rahatsızlık vermeyin. Çünkü o da gökyüzünde bulutlarla arkadaşlık ediyor ve yıldızlara şarkı söylüyor demektir.
2. Akıllı Kedi
Kralın biri, her konuda bilgi sahibi bir adam olan vezirine güvenirlermiş. Vezir de krala her konuda yardım eder, akıl sağlardı. Vezirin bir de kızı varmış; dünyanın en güzel kızıymış bu yüzden. Ama vezirin kızı kibirli ve gururlu biriymiş. Şu vakitlerde kralın aklını karıştıran bir konu varmış; o da ülkesindeki en iyi sanatçının kim olduğuymış. Bir gün bu konuyu vezire açmış ve en iyi sanatçının onun kızıyla evleneceğini söylemiş. Vezir de bu teklife çok sevinmiş; çünkü kralın aklını karıştıran konudan habersiz kızı da gururun ve kibirin doruklarındaymış. Bu iki tarafın birbirine uygunluğu zamanla evliliğe dönüşmüş.
Yıllar geçtikçe, gurur ve kibirli kızı bir gün kralın yanına gelerek; “Ey büyük kral! Ben ülkenizin en iyi sanatçısıyım. Beni denemek isterseniz buyurun!” demiş. Kral; “Ben seni denemek istemem. Zaten senin yeteneklerini bilen biriyim.” demiş. Vezirin kızı gururlanarak odadan çıkmış.
Yıllar içinde evlilikleri iyi gitmeyen kral ve vezirin kızı, sonunda boşanmışlar. Bu hikayeden akıllı insanlar şu dersi çıkarmışlar: “Akıllı insanlardan gözünü ayırma; aksi takdirde sen de akıllı kedi gibi kaybedersin.”
3. Kedi ve Fare
Bir zamanlar çok akıllı bir fare ile çok tembel bir kedi yaşarmış. Akıllı fare her gün kedinin tuzağına düşmemek için uğraşırmış. Tembel kedi ise sürekli uyurmuş. İkisi de ayrı dünyaların insanı olduğu için birbirlerinden habersiz yaşamaya devam etmişler. Bir gün akıllı fare, hiç ummadığı bir anda açlık nedeniyle kedinin eline geçmiş. Kedi onu yakaladığı için çok sevinmiş ve hemen yemeye hazırlanmış. Fakat fare, kendini kurtarmak için konuşmuş:
“Sevgili dostum! Beni yersen yarın dünyanın en güzel şarkısını dinleyemezsin! Benim sesim öyle güzeldir ki sana çok para kazandırırım.”
Kedi bu teklife kanmış ve ferdi şarkı dinlemek için farenin hayatına kıymamış. Fare de kedinin tam karşısında bir kraliçe gibi şarkılar söylemiş.
Bir süre sonra tekrar acıkan kedi, yine farenin peşine düşmüş; ama bu seferki yakaladığı fare değil, akıllı fareymiş. Akıllı fare, kedinin tuzağına düşmemek için çok uğraşmış; ama nafile… Kedi onu yine yakalamış. Ama bu sefer akıllı fare kediden intikam almaya karar vermiş.
Akıllı fare, kedinin uyuduğu sırada onun kuyruğunu ısırmış. Uyku mahmurluğundan neye uğradığını şaşıran kedi, ne salaş ne tembel olan farenin arkasından koşmaya başlamış. Ama ne fayda… Fare çok hızlıymış ve kediyi evinden kaçırmış.
4. Pati Masalı
Uzaklarda bir yerde Pati adında çok güzel bir kedi varmış. Onun kadar güzel başka kedi yokmuş; o yüzden bulundugü şehirde herkes ona hayranlıkla bakar ve onunla arkadaş olmak istermiş. Ama o, hep kendi başına gezer, kimseyle arkadaşlık etmezmiş.
Pati’nin çok yakın bir arkadaşı varmış; adı da Kiki’ymiş. Ama o da sadece Patili arkadaşken mutlu olurmuş; yoksa hayatında hiç arkadaşı yokmuş bu güzel kedinin.
Pati her gün oyun oynar, şarkı söyler ve halinden çok muzdarip olduğu için hiç yemek yemezmiş.
Bir gün Pati yine oyun oynarken arkadaşına şöyle demiş:
“Kiki! Ben artık canımın sıkılmasını istemiyorum! O kadar sıkılıyorumm ki… Yemeği de unuttum neredeyse! Galiba… Arkadaşım yok diye bu kadar canım sıkılıyor…”
Kiki de kahkahalarla gülerek cevap vermiş:
“Hayatımın anlamı olan arkadaşım! Bilmiyorum arkadaşlık ne zaman başlar ama senin adını ilk duyduğum andan beri 5 dakika bile geçmedi!”
Pati çok sevinmiş ve Kiki’yle arkadaş olmak için sözleşmişler.
5. Kedi ve Karga
Bir zamanlar başına sürekli belalar açılan bir kedi ile alaycı bir karga yaşarmış. Kedi ne zaman kargayı görse, başına gelen belaları unutmaya çalışır ve ondan uzaklaşırmış.
Bir gün yine belalara alışık olan kedi ile her zaman alaycı olan karga karşılaşmışlar. Yine kedinin başına bela gelmiş ve o da bunu unutmaya çalışıyormuş. Karga da onun başındaki belayı iyice irdelemiş ve ona gülmeye başlamış.
Kedi; “Neden gülüyorsun? Gülmekle alay etmek arasında ince bir çizgi var; sen onu aşıyorsun!” demiş.
Karga; “Ben senin haline gülüyorum! Sen hala benim alaycı olduğumu sanıyorsun değil mi?” demiş ve tekrar kahkahalarla gülmüş.
Kedi de artık onun alaycı olduğunu bildiği için ona karşı bir şey yapmamış ve yoluna devam etmiş.
6. Akıllı Kedi
Efsanevi Yunan komedyenlerinden Plautus’un sahneye koyduğu komedilerden biri olan Truculentus’da geçen masalsı hikaye şöyledir:
Akıllı Kedi adıyla bilinen Philaenus adında bir adam varmış; o da iyi yürekli bir adammış aslında… Yoksulluktan kurtulmak isteyen biri olarak köle olarak satılmış ama ne yazık ki sahibi onu çok kötü kullanmış… Bu yüzden bir zaman sonra bıkıp kölelikten kaçmaya karar vermiş ve hemen yola çıkmış.
Bir gün yakındaki ormanda bulunan ağaçların arasında yaşlı bir kadınla karşılaşmış; o kadının elinde de çok lezzetli bir yemek varmış… Kadın aç kalan orman hayvanları için yaptığı yemeği uzatırken Philaenus’a şöyle demiş:
“Gel delikanlı! Açsan bu yemeği al…”
Aç olan Philaenus hemen yemeği kapmış ve afiyetle yemeye başlamış… Ama tam o sırada kadın fahişe olduğunu anlamış ve bağırarak şöyle demiş:
“Yeter artık! Yemeği yerken yemez gibi davranma…”
Philaenus hemen kadının yanından uzaklaşmış ama ne yazık ki yakalandığı için çok pişman olmuş… Ve hayatına düzgün bir şekilde devam etmeye karar vermiş…
7. Yaramaz Kedicikler
Bir zamanlar oldukça yaramaz kedicikler varmış; anneleri onlara sürekli kızarmış ama kedicikler yine de yaramazlık yapmaktan vazgeçmiyorlarmuş… Evde ne kadar oyuncak varsa hepsini ya tırmalıyor ya da devirmeye çalışıyorlarmış… Annelere kızmakla görevli oldukları halde yine de oyunlarına devam ediyorlarmış… Bir gün anneleri yine onlara kızarken içlerinden biri annelerinin kafasını tırmalamaya başlamış… Diğer kedicikler de hemen annelerinin yanına gidip hep birlikte annelerinin kafasını tırmalamaya başlamışlar… Tabii anneleri de bu duruma çok kızmış ve hemen kaçmaya başlamış… Kaçarken yaramaz kediciklerin hepsi gülmeye başlamış…
Sonsuz sayıda yıldız vardır gökyüzünde; ama onların hepsi de senin kedilerinin sayısının yanında hiçtir…
8. Aslan Kralın Kedisi
Efsanevi Yunan komedyenlerinden Plautus’un sahneye koyduğu komedilerden biri olan Truculentus’da geçen masalsı hikaye şöyledir:
Sarayın en güzel hayvanlarından biri olan kediyi herkes çok severmiş; bu yüzden onu besleyen kişi sayısı neredeyse binlere varmış… Ama ne yazık ki merhametsiz kişilerden biri onu alıp köle olarak satmış… Kediciğin başına gelenleri duyan herkes çok üzülmüş ve ona ağlamayı bırakıp gülmesini söylemiş…
Kral Aslan’ın sarayında bulunan en güzel hayvan; yani kaplan ya da leopar bile kediyi kıskanıyormuş… Hiçbiri onun kadar güzel olamazmış…
9. Kedicik Sihirli Sözler Söylüyor
Küçük dergilerden biri şöyle yazıyor:
“Artık konuşmak istemiyorum! Ne zamandır konuşmuyorum zaten…”
Bu konuşmayan küçük çocuk eve geldiğinde kedicik ona şöyle demiş:
“Artık konuşmak istemiyorum! Ne zamandır konuşmuyorum zaten…”
Kedicik uzun zamandır konuşmadığı için çocuğun konuşmaya hevesi kalmamış ve eve geldiğinde hemen televizyondaki diziye geçmiş…
Allah daha çok konuşan hayvan yaratmasın! Yaratacaksa da annem gibi az konuşan hayvanlardan bassın!
10. Altın Kedi
Efsanevi Yunan komedyenlerinden Plautus’un sahneye koyduğu komedilerden biri olan Truculentus’da geçen masalsı hikaye şöyledir:
Altın Kedi adıyla bilinen Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus adında biri varmış; o da hiç mutlu değilmiş… Sürekli korkular içinde yaşıyormuş ve bundan dolayı da hayatından hiç zevk almıyormuş… Sürekli hasta gibi geziyormuş; ama sağlığı yerindeymiş aslında… Bir gün efsanevi Yunan komedyenlerinden Plautus’un sahneye koyduğu komedilerden biri olan Truculentus’u izlemeye gitmiş… İzlediği tiyatrodan çok etkilenen Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus hemen saraya dönmüş ve tiyatroya devam etmeye karar vermiş…
Bütün yıldızlar gökyüzünde sonsuz sayıda vardır ama onların hepsi de Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus’un yalnızlığının yanında hiçtir…