Atatürk, sokak köpeklerini çok severmiş. Onların bakımı için mahallelere mamalar ve yiyecekler bırakırmış. Onun bu davranışları, köpekleri olan sevgisinin ve hayvanlara duyduğu saygının bir göstergesiydi.
Atatürk, “Hayvanlara yapılacak her türlü işkence insanlığa yapılmış sayılır” derdi. Bu nedenle, hayvanlara karşı merhametli ve adil olunması gerektiğini vurgulardı.
Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te doğdu. Hayatı boyunca birçok başarıya imza atan bir lider oldu. 1938 yılında hayatını kaybetti. Bu süre zarfında hayvanlara olan sevgisi ve saygısı dikkat çekiciydi.
Özellikle sokak köpeklerine büyük bir düşkünlüğü vardı. Onların yiyecek ihtiyaçlarını karşılar, bakımlarını yapar ve sevgi gösterisinde bulunurdu. Atatürk’ün bu davranışları, onun hayvan haklarına verdiği önemi de ortaya koyuyordu.
1934 yılında, köpek hastaneleri ve bakım evleri açılması için bir yasa tasarısı hazırlandı. Bu tasarı, Atatürk’ün öncülüğünde hayvan hakları konusunda atılmış önemli bir adımdı. Ancak, tasarının ne zaman ve nasıl uygulamaya konulduğu hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Atatürk’ün sokak köpeklerine olan sevgisi, her mahallede görülebilen veteriner hekimlikleri ve hayvan bakım evlerini de beraberinde getirdi. Bu uygulama, hayvan sağlığına ve bakımına yönelik önemli bir adım oldu.
İstanbul’un köpekleri, uzun yıllardır şehirde yaşayan ve bazı semtlerde neredeyse yerli halk olarak kabul edilen hayvanlardır. Hem İstanbullulara hem de İstanbullu olmayanlara hizmet etmişlerdir. Şehirle bütünleşmiş bu köpekler, zaman zaman tartışmalara da neden olmuştur. Ancak, onların bu şehre kattığı değer inkar edilemez.
Atatürk’ün köpekleri ise bu tarih boyunca en özel ve en değerli varlıklar arasında yer alır. Onların hikayeleri, Atatürk’ün insanlık değerlerine sahip çıkma konusundaki tutumunu da yansıtır.
Sonuç olarak, Atatürk’ün sokak köpeği sevgisi, onun insanlık değerlerine sahip çıkma konusundaki tutumunu da ortaya koyar. Bu davranışlar, toplumda hayvan hakları konusunda farkındalık yaratmış ve önemli adımların atılmasına öncülük etmiştir.
Atatürk’ün özellikle çok sevdiği sokak köpeği: Kızılay
Kızılay, Atatürk’ün en çok sevdiği köpeklerden biriydi. Bu özel köpeğin hikayesini ve ona duyulan sevgiyi daha yakından inceleyelim.
Kızılay, muhtemelen Atatürk’ün Köşkü olarak bilinen Çankaya Köşkü’nde ya da İstanbul’daki Yalova Köşkü’nde kaldığı dönemlerde edinildi. Bu dönemde Ankara‘da bulunan Tarabya Köşkü’nde de birlikte zaman geçirmişlerdir.
Atatürk, Kızılay ile birlikte olduğu her an keyif alır, onun oyunlarına katılırdı. Kızılay, Atatürk’ün hayatındaki önemli bir dostluk simgesi haline gelmişti. Bu ikilinin birlikte çekilmiş fotoğrafları da onların arasındaki bağı gözler önüne serer.
Kızılay’ın kaybı Atatürk’ü derinden etkiledi. Onun ölümünden sonra Kızılay’a olan sevgisini ve özlemini göstermek amacıyla Anıtkabir’in avlusuna bir köpek heykeli yaptırdı. Bu heykel, sokak hayvanlarına duyulan saygının ve Atatürk’ün Kızılay’a olan bağlılığının bir sembolü olarak günümüzde de varlığını sürdürmektedir.
Kızılay’ın Anıtkabir’de temsil edilmesi, onun Atatürk için taşıdığı anlamı ve değeri ölümsüzleştirmiştir. Bu heykel, sadece bir köpek heykeli değil, aynı zamanda merhamet, dostluk ve sorumluluk gibi insanlık değerlerini temsil eden bir eser olarak görülür.
Sokak hayvanlarına duyulan saygının önemi
Mustafa Kemal Atatürk, hayvanlara karşı şefkatli ve saygılı bir yaklaşımı her zaman savundu. Bu tutum, onun liderlik vasıflarını ve insanlığa olan katkısını daha da değerli kılar.
Sokak hayvanlarına yapılan eziyetler, sadece onları değil aynı zamanda tüm insanları etkiler. Her bir hayvana gösterilecek sevgi ve saygı, toplumsal değerlerimizi güçlendirir ve insanlık adına attığımız adımları daha anlamlı kılar.
Kızılay gibi sevimli bir sokak köpeği, Atatürk’ün merhametini ve adalet anlayışını simgeler. Onun hatırası önünde sokak hayvanlarına duyulan saygıyı ve merhameti her zaman canlı tutmalıyız.