Ülseratif kolit, kolonun iç tabakasını etkileyen ve iltihaplanmasına yol açan bir tür inflamatuar bağırsak hastalığıdır. Ülseratif kolitin başlıca belirtileri karın ağrısı ve ishaldir. İshal genellikle kanlıdır. Ülseratif kolit, düzensiz ve değişen semptomlara sahip kronik bir hastalıktır. Semptomların alevlenmesi durumuna alevlenme denir. Alevlenmeler, hastalığın uzun süreli yatış dönemlerinden sonra ortaya çıkabilir.
Ülseratif kolit için kesin bir tedavi yoktur; ancak ilaçlar ve bazen cerrahi yöntemler ile belirtiler hafifletilebilir. Ülseratif kolit belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilecek bir diyet de uygulanabilir. Bu diyet, lif açısından düşük ancak protein açısından zengin bir diyettir. Ayrıca sıvı alımının artırılması da önemlidir.
Ülseratif Kolit Nedir?
Ülseratif kolit, kalın bağırsağın (kolon) iç yüzeyinin iltihaplanması ve yaralar (ülserler) oluşmasına neden olan inflamatuar bağırsak hastalığıdır. Kolon iltihabı genellikle rektumda başlar ve kolonun tamamına kadar uzanabilir. Hastalığın bu en ağır şekline pancolitis denir. Kronik bir hastalık olan ülseratif kolitte alevlenmeler meydana gelir ve bu alevlenmeler sırasında belirtiler kötüleşir. Bu belirtiler hafiflediğinde ise hastalık yatışa geçmiş olur.
Ülseratif Kolitin Belirtileri Nelerdir?
Ülseratif kolit, her hastada farklı şekilde gelişebilen belirtilere yol açabilir. Bu belirtiler arasında;
-
Kanlı ishal
-
Karın ağrısı ve krampları
-
Rektal ağrı
-
Tenesmus (bağırsakları boşaltmaya çalışma hissi)
-
Yorgunluk
-
Ateş
-
İştahsızlık ve kilo kaybı
-
Ciltte veya gözlerde lezyonlar
-
Eklemlerde ağrı ve şişlik
-
Karaciğerde sorunlar
-
Kemiklerde yoğunluk kaybı
-
Bağırsakların genişlemesi
1. Kanlı İshal
Ülseratif kolitin en yaygın belirtisi kanlı sulu ishaldir. İshal, bağırsak iltihabının bir sonucu olarak ortaya çıkar ve rektumdan kan gelmesi nedeniyle kanlı olabilir. Kan miktarı hafif veya yoğun olabilir.
2. Karın Ağrısı ve Krampları
Bağırsak iltihabı nedeniyle oluşan şişlik ve hassasiyet karın ağrısı ve kramp şeklinde kendini gösterebilir. Bu ağrılar genellikle ishalden önce veya ishal sırasında meydana gelir.
3. Rektal Ağrı
Rektumun iltihaplanması sonucu rektal bölgede ağrı hissedilebilir.
4. Tenesmus
Tenesmus, bağırsakları boşaltmaya çalışma hissidir. Bu durum rektumun iltihaplanmasından kaynaklanır.
5. Yorgunluk
Bağırsak iltihabının vücutta yarattığı stres, kan kaybı ve anemi yorgunluğa neden olabilir.
6. Ateş
Vücudun iltihaplanması nedeniyle ateş yükselmesi görülebilir.
7. İştahsızlık ve Kilo Kaybı
İshal, karın ağrısı ve ateş nedeniyle iştahsızlık oluşabilir. Ayrıca vücut, besinlerden yeterince besin ememediği için kilo kaybı yaşanabilir.
8. Ciltte veya Gözlerde Lezyonlar
Ülseratif kolit, bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olduğu için ciltte veya gözlerde lezyonlar oluşabilir.
9. Eklemlerde Ağrı ve Şişlik
Bağışıklık sistemi ile ilgili sorunlardan dolayı eklem iltihabı meydana gelebilir.
10. Karaciğerde Sorunlar
Ülseratif kolit hastalarında karaciğer sorunları görülebilir; bu da karaciğer enzimlerinde artışa yol açabilir.
11. Kemiklerde Yoğunluk Kaybı
Kemik yoğunluğu, ülseratif koliti olan hastalarda D vitamini emiliminin azalması nedeniyle kaybolabilir.
12. Bağırsakların Genişlemesi
Bağırsakların iltihaplanması sonucu genişlemesi görülebilir. Bu duruma megakolon denir ve ciddi bir komplikasyon olarak kabul edilir.
Ülseratif Kolitin Nedenleri Nelerdir?
Ülseratif kolitin kesin nedeni bilinmemektedir; ancak genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Aile geçmişinde inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişilerde ülseratif kolit görülme riski daha yüksektir.
Bağışıklık sisteminin bakterilere veya virüslere karşı aşırı tepki vermesi sonucu bağırsak dokusunda iltihap oluşabilir. Ayrıca stresin de ülseratif kolitin tetikleyicisi olabileceği düşünülmektedir; ancak stresin doğrudan neden olduğu henüz kanıtlanmamıştır.
Ülseratif Kolit Nasıl Teşhis Edilir?
Ülseratif kolit tanısı için öncelikle detaylı bir tıbbi öykü alınır ve fizik muayene yapılır. Tanıyı doğrulamak için kan testleri, dışkı testleri ve görüntüleme testleri yapılabilir; ancak kesin tanı için kolonoskopi gereklidir.
Tıbbi Öykü ve Fizik Muayene
Doktor, hastanın semptomlarını, süresini, ciddiyetini ve aile öyküsünü içeren detaylı bir tıbbi öykü alır. Fizik muayene sırasında doktor karın bölgesini kontrol eder.
Kan Testleri
Kan testleri, anemi veya enfeksiyon belirtillerini kontrol etmek için yapılır. Aneminin varlığı ülseratif kolitin bir belirtisi olabilir.
Dışkı Testleri
Dışkı testleri, parazit veya enfeksiyon belirtillerini kontrol etmek için yapılır; bu testler ayrıca kronik inflamatuar bağırsak hastalığının belirteci olan kalprotektin adı verilen bir maddeyi de ölçebilir.
Görüntüleme Testleri (BT Taraması)
BT taraması, kolonun engebeli görünümünü gösterebilir; bu durum ülseratif kolitin bir göstergesi olabilir.
Kolonoskopi ve Biyopsi Alımı (Kesin Tanı)
Kesin tanı için kolonoskopi gereklidir. Kolonoskopide doktor, anestezi altında hastanın kalın bağırsağını incelemek için uzun ince tüp şeklinde bir cihaz kullanır. Kolonoskopi sırasında ülserler veya polipler tespit edilebilir; eğer polip varsa biyopsi alınabilir. Biyopsi alınan poliplerin kanserli olup olmadığı incelenebilir.
Ülseratif Kolitin Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ülseratif kolit tedavisi, semptomların kontrol altına alınması ve remisyona (semptomların yokluğu) ulaşmayı hedefler. Tedavi yöntemi hastanın semptomlarına, sağlık geçmişine ve kolonun ne kadar etkilendiğine bağlı olarak belirlenir. Tedavi ilaçlarla ya da cerrahi yöntemlerle yapılabilir.
İlaç Tedavisi
İlaç tedavisi ile ülseratif kolit belirtileri azaltılabilir. Kullanılan ilaçlar arasında;
-
Aminosalisilatlar (5-ASA)
-
Kortikosteroidler
-
Bağışıklık baskılayıcı ilaçlar
-
Biyolojik tedavi
-
Demir takviyeleri
-
Antibiyotikler bulunur.
Aminosalisilatlar (5-ASA)
Aminosalisilat ilaçları, ülseratif kolitin en yaygın tedavisidir. İnflamasyonu azaltarak çalışırlar. Mesalamin içeren ilaçlar ülseratif kolit için en sık kullanılan aminosalisilat ilaçlarındandır. Mesalamin ağız yoluyla veya rektal fitil formunda alınabilir.
Kortikosteroidler (steroidler)
Kortikosteroidler, bağışıklık sisteminin yanıtını azaltarak iltihabı hızlı bir şekilde kontrol etmeye yardımcı olur. Prednizon ve budesonid gibi kortikosteroidler ülseratif kolit tedavisinde kullanılabilir; ancak uzun süreli kullanımları önerilmez çünkü ciddi yan etkileri olabilir.
Bağışıklık Baskılayıcı İlaçlar (İmmünmodülatörler)
Bağışıklık baskılayıcı ilaçlar, vücudun bağışıklık tepkisini azaltarak iltihabı kontrol altına alır. Azatiyoprin veya merkaptopurin içeren ilaçlar bağışıklık baskılayıcı ilaçlara örnektir.
Biyolojik Tedavi (Biyolojik Ajanlar)
Biyolojik ajanlar, belirli proteinleri hedef alarak iltihabı azaltan ilaçlardır. Inflamatuar bağırsak hastalığında kullanılan biyolojik ajanlar arasında infliksimab, adalimumab ve vedolizumab bulunur. Biyolojik tedavi genellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalarda kullanılır.
Demir Takviyeleri (Anemi İçin)
Anemi tedavisi için demir takviyeleri kullanılabilir; demir eksikliği ülseratif kolit hastalarında sık görülen bir durumdur.
Antibiyotikler (Enfeksiyon İçin)
Antibiyotikler enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılabilir; ancak antibiyotiklerin inflamatuar bağırsak hastalıklarını iyileştirdiğine dair kesin bir kanıt yoktur.
Cerrahi Tedavi (Kolon Cerrahisi)
Cerrahi tedavi genellikle ülseratif kolitin ciddi vakalarında veya komplikasyonlarında başvurulan bir yöntemdir. Cerrahi müdahale ile kolonun tamamı veya bazı bölümleri çıkarılabilir. Total kolektomi olarak adlandırılan bu yöntemle kalın bağırsak tümörü riski ortadan kaldırılabilir; ancak cerrahiden sonra hastalar dışkıyı toplamak için stoma adı verilen bir torba kullanmak zorunda kalabilirler.
Total kolektomi cerrahisi uygulanan hastaların %10’unda ise ‘pouch’ adı verilen yeni bir rektum oluşturulabilir; bu da hastaların stomasız yaşamalarına olanak tanır.
a) Kolektomi: Kolonun tamamının veya bazı bölümlerinin çıkarılmasıdır; bu operasyon genellikle ciddi vakalarda veya komplikasyonlarda başvurulan bir yöntemdir.
b) Proktokolektomi: Rektumun (prostat) ve kolonun tamamının çıkarılmasıdır; bu yöntemle kolon kanseri riski ortadan kaldırılabilir.
c) Rezeksyon: Kolonun küçük bir kısmının çıkarılmasıdır; bu yöntemle kanama veya tıkanma gibi komplikasyonlar düzeltilebilir.
d) İleostomi: İnce bağırsağın karın duvarına bağlanmasıyla yapılan cerrahidir; hasta dışkıyı stoma adı verilen torba aracılığıyla toplar.
e) Pouch: Cerrahi sonrası hastaya yeni bir rektum oluşturulmasıdır; bu sayede hasta stomasız yaşamaya devam edebilir.
f) Stoma: Cerrahiden sonra ince bağırsak bölümünün karın duvarına getirilmesiyle oluşan dışkılama alanıdır; hasta dışkıyı stoma aracılığıyla toplar.
g) Takvim: Bağırsak hareketlerinin ayarlanmasıdır; hasta diyetine dikkat ederek belirli günlerde dışkısını tuvalette yapar;
h) Tamir: Ameliyat sonrası oluşan yaraların veya doku kaybının onarılmasıdır; bu yöntemle cerrahiden kaynaklanan sorunlar düzeltilir.Hastalar ameliyat sonrası normal yaşamlarına dönebilirler; ancak diyetlerine dikkat etmeleri önemlidir çünkü bazı besinler bağırsakları tahriş edebilir veya ishal gibi sorunlara yol açabilir.
Ülseratif Kolitin Diyeti Nasıl Olmalıdır?
Ülseratif kolit diyetinde temel hedef sindirim sistemini rahatlatmak ve semptomları hafifletmektir; bu nedenle kişiye özel bir diyet oluşturulmalıdır çünkü herkesin vücudu farklı şekilde tepki verebilir.
a) Lifli Gıdalardan Kaçınılması: Lifli gıdalar bağırsak hareketlerini hızlandırdığı için semptomları kötüleştirebilir; bu nedenle lifli gıdalardan uzak durulmalıdır. Ancak lifli gıdalar tam olarak bırakılmamalıdır çünkü vücut bazı lifli gıdalara ihtiyaç duyar. Lif oranını azaltmak için sebzelerin iyice pişirilmesi gerekir; meyveler ise kabuksuz şekilde yenmelidir;b) Süt Ürünleri Tüketimi: Süt ürünleri bazı kişilerde semptomları artırırken bazı kişilerde artırmayabilir; bu nedenle süt ürünleri tüketimi kişiye özeldir.c) Yağlı Gıdalardan Kaçınılması: Yağlı gıdalar bağırsak hareketlerini artırarak semptomları kötüleştirebilir; bu nedenle yağlı gıdalardan kaçınılmalıdır.d) Bol Su Tüketimi: İshal nedeniyle vücutta sıvı kaybı yaşanabilir; bu nedenle bol su içmek önemlidir.e) Küçük Öğünler Tüketimi: Küçük öğünler yemek sindirim sistemini zorlamaz ve semptomları hafifletir.f) Demir Takviyesi: Anemi tedavisi için demir takviyesi alınmalıdır çünkü ülseratif kolitte demir eksikliği sıklıkla görülür.g) Vitamin Takviyeleri: Ülseratif kolit hastalarında vitamin eksiklikleri görülebilir; özellikle B12 vitamini eksikliğine dikkat edilmelidir.h) Protein Tüketimi: Protein vücudun onarımında önemli rol oynar; bu nedenle protein açısından zengin gıdalar tüketilmelidir;i) Sağlıklı Yağlar Tüketimi: Omega-3 yağ asitleri içeren sağlıklı yağlar iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir; balık tüketimi artırılmalıdır.j) Gluten Tüketimi: Bazı kişilerde gluten intoleransı olabilir; gluten tüketimi semptomları artırıyorsa bırakılmalıdır.k) D Vitamini Tüketimi: D vitamini eksikliği kemik sağlığını olumsuz etkileyebilir; güneş ışığından faydalanmak D vitamini seviyesini artırır.l) Tuzlu Gıda Tüketimi: Tuzlu gıdalar sindirim sistemini tahriş edebilir; tuzlu gıdaların tüketimi azaltılmalıdır.m) Kahve Tüketimi: Kahve ishal gibi semptomları kötüleştirebilir; kahve tüketimi azaltılmalıdır.n) Şekerden Kaçınılması: Şekerli gıdalar ishal semptomlarını artırabileceği için şeker tüketimi sınırlanmalıdır.o) Gaz Yapan Gıdalardan Kaçınılması: Gazlı içecekler ve gaz yapan sebze-meyveler semptomları artırabileceği için dikkatli tüketilmelidir.p) İşlenmiş Gıda Tüketimi: İşlenmiş gıdalar vücudu yorar ve semptomları artırabilir; işlenmiş gıda tüketimi sınırlanmalıdır.q) Egzersiz: Egzersiz sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olabilir; düzenli egzersiz yapmak önemlidir.r) Sigara İçmenin Bırakılması: Sigara içmek bağırsağı tahriş ederek semptomları artırabilir; sigara içmenin bırakılması önemlidir.s) Vitamin Desteği Kullanılması: Vitamin eksikliklerini gidermek için takviye almak önemlidir.t) Probiyotiklerin Tüketilmesi: Probiyotik içeren gıdalar sindirim sistemine fayda sağlar; yoğurt gibi probiyotik gıdaların tüketimi artırılmalıdır.Ulseratif kolit diyetinde dikkat edilmesi gereken unsurlar kişiye göre değişebilir; bu nedenle uzman doktora danışarak diyet oluşturulmalıdır.